ı
  HAFTANIN HUTBESİ
 

HAFTANIN HUTBESİ
05 / 12 / 2008 CUMA

          
لَقَدْ خَلَقْنَاالْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
 
ENGELLİLERLE İLETİŞİM VE YARDIMLAŞMA
 
Muhterem Müslümanlar!
            Allah’ın yeryüzünde yarattığı en değerli ve en kıymetli varlık sağlıklı da olsa, engelli de olsa insandır. Kur’an-ı Kerim’de “Biz, gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık”   ve yine Allah size şekil verdi ve şeklinizi en güzel yaptı. ve “sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrâk organları yarattı”   anlamındaki ayetler Allah’ın insanları en güzel ve en mükemmel biçimde yarattığını göstermektedir.
       
Cenab-ı Hak insanları servetleri, ırkları, renkleri, cinsiyetleri, fizyolojik yapıları, engelli veya sağlıklı oluşları açısından değerlendirmez. Onları iman, sâlih amel, güzel ahlak, ibadet ve itaat veya inkâr, şirk, isyan veya kötü davranışları, takva sahibi olup olmamaları açısından değerlendirir.
 
Muhterem Cemaat!
    Özürlü kavramı ile de ifade edilen “engelli” kanunlarımızda şöyle tarif ediliyor: “doğuştan veya sonradan, herhangi bir hastalık veya kaza sonucu, bedensel, zihinsel, ruhsal, sosyal, duyusal ve duygusal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan bireydir. Tarifinden de anlaşılacağı üzere engelli kardeşlerimiz aramızda yaşarken birçok sorunla karşılaşıyor ihtiyaçlarını gideremiyor. Bize düşen onların hayatlarını kolaylaştıracak yollar yapmak, onları anlamaya çalışmak, engellerinden dolayı onları kınamamak ve daima koruyup gözetmek olmalıdır.

Dinimiz engellilerle ilgilenmeyi ve onlara yardımı teşvik etmekte böylece sevap alacağımız bize bildirilmektedir. Peygamberimiz (s.a.v) “görme özürlüye rehberlik etmen, sağır ve dilsize anlayacağı şekilde anlatman, bir ihtiyacı konusunda senden yol göstermeni isteyene yol göstermen, yardım isteyen kimsenin yardımına koşturman, koluna girip güçsüze yardım etmen, bütün bunlar senin kendine yapacağın sadaka çeşitlerindendir.” buyuruyor.
 
Değerli Kardeşlerim!   
            Peygamberimiz (s.a.v) engellilere yeteneklerine göre görev vermiş onları topluma kazandırmaya çalışmıştır. Örneğin topal olan Muaz ibni Cebel’i Yemen’e Vali olarak göndermiş, Medine dışına çıktığında yerine görme özürlü Abdullah İbn Ümmi Mektum’u vekil bırakmıştır. Bu sahabe uzun yıllar Mekke ve Medine’de müezzinlik yapmıştır. Peygamberimiz bu uygulamalarıyla engellileri yeteneklerine uygun alanlarda istihdam ederek topluma kazandırmaya çalışmış hem de bizlere yol göstermiştir.

Dinimiz kişileri ancak güçlerinin yettiği şeylerden sorumlu tutar. Dolayısıyla engelli ve hasta olanlar ibadetleri güçleri nispetinde yapar. Mesela ayakta namaz kılmaya gücü yetmeyen kişi bir yere yaslanarak, buna da gücü yetmeyen oturarak, buna da gücü yetmezse sırt üstü ve yan üzerine yatarak ima ile namazını kılar. Hastalar hastalığı süresince oruç tutmaz, iyileşince kaza yapar. Abdest azalarında yara olan zarar varsa yıkamaz, mesh eder.
 
Muhterem Müslümanlar!
            Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğini bildiriyor ve ayetin sonunda sabredenleri müjdele. Onlar, başlarına bir musibet gelince biz şüphesiz Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz derler buyurarak bizlerin musibet ile karşılaşabileceğimizi ve ne yapmamız gerektiğini bizlere bildiriyor.
 
Unutmayalım ki; bugün sağlam olan yarın engelli olabilir. Ya bir trafik kazası geçirip sakatlanabilir veya bir hastalığa yakalanabiliriz. Şimdi, gözlerimizi yumalım kendimizi onların yerine koyalım, kolumuzun ya da bacaklarımızın olmadığını ya da gözümüzün görmediğini hayal edelim ve böylece evimize kadar ne zorlukla gittiğimizi, çukurlara düştüğümüzü, sürünerek yolda gittiğimizi görüp bu hayalden ders alarak uyanalım. Kazalara sebep olmamaya, engelli kardeşlerimize ve onlar için açılan eğitim merkezlerine yardım elimizi uzatmaya çalışalım. Elimizde olmayan sebeplerle veya doğuştan engelli halde isek bize düşen sabretmek ve tedavi olmaya çalışmaktır. Zira bu dünya imtihan dünyasıdır. Ya nimetlerle ya da musibetlerle imtihan olabiliriz. Sabredersek ne mutlu bizlere.
Fiziki engelimizin yanında gerçekleri görmemiz için kalp körlüğümüzün; Allah ve Resûlünü duymamız için sağırlığımızın; hak sözü konuşmak için dilimizin açılması duasıyla hutbeme son veriyorum.
Kaynak: kutahyamuftulugu 
Mustafa KANDEMİR
Çitgöl Kasabası 
Yeni Cami İmam Hatibi
Simav –KÜTAHYA
 
  DİYANET-SEN KÜTAHYA ŞUBESİ <----------> Bugüne kadar Sayfamızda 36007 ziyaretçi (55278 klik) vardı. <----------> TEŞEKKÜRLER SENDİKACILIK BİZİM İŞİMİZ--ÇÜNKÜ DİYANET-SEN; SENDİKACILIKTA BİR MARKADIR.

 
 
DİYANET-SEN KÜTAHYA ŞUBESİ ADRES: ALİPAŞA MAHALLESİ, UYGUN SOKAK. KOCAİSMAİLOĞLU APARTMANI. ( DOMANİÇLER PETROLÜ ARKASI ) KÜTAHYA - TELEFON-FAX: 0274 223 63 03 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol